“Aile Dizimi İle Kökcanlandırmak Sunumları Arasındaki Farklar Nelerdir?” sorusu sıklıkla muhatap olduğum sorulardan biridir. Aile Dizimi (AD) eğitimi almamış olsam da bu konu ile ilgili pek kitap okudum, aile dizimi yapan ve bunu uygulayan arkadaşlarımla sunumlar, dizilimler üzerine çok defa müzakerelerde bulundum.
Edindiğim bilgiler ışığında bilhassa Bert Hellinger’in uyguladığı yöntemi esas alarak, -kitaplarındaki dizim örneklerinden yola çıkıp- Kökcanlandırmak Sunumu (KS) ile Aile Dizimi arasında bir karşılaştırma yapmaya çalışacağım. Hellinger Yöntemini esas almamın nedeni; AD’nin, uygulama esnasında, uygulayıcıların bireysel temayülleri ve tasarruflarına dayalı olarak farklılaşması ve çeşitlenmesidir.
Bu iki sunum arasındaki tek benzerlik “her ikisinin de bir grup çalışması olması ve katılımcıların yüklendikleri enerjiyi canlandırma esasına dayanarak ortaya koyması” olarak ifade edilebilir. Fakat bunun dışındaki her şey aslında büyük bir farklılık arz etmektedir.
Daha fazla ayrıntıya girmeden, bu iki çalışma arasındaki temel farklılıkları listelemek sanırım meseleyi daha anlaşılır kılacaktır:
- AD’de terapist, çalışmadan önceki hazırlık aşamasında dizimi açılacak olan birey hakkında detaylı bir bilgi alır ve dizimin hangi sorun üzerine yapılacağını tespit eder. KS’de ise birey hakkında herhangi bir bilgi alınmaz. Öncelikle bireyin belirli bir sorunu üzerine yoğunlaşılmaz. Çalışma, KS sunumu esnasında ortaya çıkan durumun, sorunun ağırlığı ve akışıyla yönlendirilir.
- AD’de terapist, dizimi yapılacak bireyin katılımcı grubun içinde olması ve dizimini görmesini uygun görür. KS’de ise bireyin katılımcı grup içinde olması gibi bir gereklilik yoktur. Sunumu açılacak kişinin tanınması, hatta sunumdan haberdar olması dahi gerekmez. Kişinin şifalandırılması sunumu açıldığı sırada sunumunda bulunmasıyla ilgili değildir. Bu durum bireyin şifalandırma sürecini de etkilemez. Bu noktada belirtmeliyiz ki, bir kişi anne-baba, kardeşler, çocuklar veya eş üzerine onların haberi olmadan da sunum açtırabilir. Öyle ki hakkında sunum açılması hedeflenen, hem kendisinin sunumdan haberdar olmadığı hem de bizim tanımadığımız pek çok katılımcıdan tanıdıkları vesilesiyle olumlu geribildirimler aldık. Ayrıca; KS sunumlarının etkisi, bireyin itikadı ve inanç boyutu ile de ilgili değildir.
- AD’de bireyler, katılımcılar kimin diziminin yapıldığını bilirler. Dizim yaptıran kişi genelde -anne, baba gibi- canlandırmayı yapacak kişileri kendisi seçer. KS’de ise kimin sunumunun yapıldığını -zihinlerin devreye girmemesi için- katılımcılar içinde kimse bilmez.
- AD’de dizimi açılan kişi çoğunlukla kendisini temsil ederken; KS’de ise sunumu açılacak kişiyi bir başkası canlandırır. Temsil eden kişi, kimi temsil ettiğini bilmeden duygularını, hissiyatını ifade eder. Ayrıca sunum yöneticisi olarak ben de, sunum sahibinin enerjisine girerim. KS’de; aynı anda iki kişi, biri sunum sahibinin dıştan gözüken yönünü, diğeri ise daha derin hislerini canlandırır.
- AD’de alana, kişinin ailesinden herhangi birini canlandırmak için alınan kişi, genelde neyi canlandırdığını bilir. KS’de alana alınan kişiler neyi canlandırdığını bilmez, sadece temsil ettikleri varlığın hissedişlerini ifade eder.
- AD’de alana alınan kişiler fazla konuşmazlar, ruhun sessiz akışına izin verirler. KS’de ise alana alınan kişilerin kendilerini olabildiğince fazla ifade etmesine izin verilir. Bu sayede hareketli ve bol konuşmalı bir sunum ortamı oluşur.
- AD’de oturan kişilerin kendiliğinden enerjiye girerek bir şeyler hissedep dile getirmesi pek uygun bulunmaz. KS’de ise alan açıldığı zaman alana kaldırılmadığı halde bir şeyler hisseden kişinin kendisini ifade etmesi istenir ve onun hissedişi de sunuma dâhil edilir, sunum bu şekilde daha bir anlam kazanır. Bu tarzdan beklenmedik çıkışlar sürprizleri de beraberinde getirir.
- AD’de alana aile bireyleri veya bazı kavramlar alınır ve onların dizimleri yapılır. Enerjilerin kendi yerlerini bulmaları ve gerekli akışın oluşması sağlanır. KS’nin ise içeriği çok farklıdır. “Enerjisini bloke eden negatif varlıklar, büyüler, ahlar, lanetler, atalarının negatif enerji veya varlıklarla yaptığı antlaşmalar, ataların sıkıntıda olan canları veya atalarının sıkıntı verdiği/katlettiği insanların canları gibi tümüyle negatif enerjilerin/durumların…” kişinin yaşam alanında etkili olup olmadığını kontrol edilir. KS’de elimizde kontrol edilecek enerjilerin daha önceden tespit edilmiş ve bir kısmı da sunumlar esnasında tesadüfen ortaya çıkabilen bir listesi vardır. Bir bakıma bu listedeki hangi enerjilerin/durumların, kişiye ne derecede etki ettiğinin kontrolü yapılmış ve sunum esnasında ortaya çıkan negatif durumlar temizlenmiş olur. AD’de “cinler, negatif varlıklar, büyüler” alana alınmaz ve dolayısıyla kişiye etki ediyorlarsa dahi çözümlenemez. Sadece alana alınan enerjiler veya aile bireylerinin dizimi yapılır. KS’de ise alana alınan her neyse onun temizliği yapılır.
- AD’de “herhangi bir durumun alanda olup olmadığı” gibi bir kavram yoktur, alana çıkartılan her şeyin alanda bir yeri vardır. KS’de ise yüklenilen enerjinin alanda olup olmadığına bakılır. Mesela, alana beddua olarak yüklenen bir kişi çıkartılır, kişi ne olarak alana çıkartıldığını bilmeden “varım veya yokum” der. Kişinin enerji yüklenip yüklenmediğine bakılır ve bu doğrultuda “kişinin alanında beddua olup olmadığına” karar verilir. Sonra şifalandırılma yapılır. Şifalandırıldıktan sonra tekrardan “tam anlamıyla şifalanıp şifalandırılmadığı kontrol edilir”. Buna ek olarak tekrardan alana “başka bir beddua olup olmadığına yönelik” bir kişi daha yüklenilerek çıkartılır. Varsa, şifalandırılır ve sunumun ilerleyen aşamasında tekrardan “başka bir beddua” alana çıkartılarak kontrol edilir. Kontrol mekanizması sadece Kökcanlandırmak Sunumlarında uygulanır.
- AD’de terapist dizime kendi enerjisiyle müdahale etmez. KS’de ise uygulayıcı tümüyle alandadır ve sunum esnasında karşılaştığı ve bireyin alanına nüfuz eden negatif enerjileri alandan çıkartmak için enerjilerini (şaman ve iki farklı enerji) kullanır. Gerekirse sunumlarda şaman transına da girilir.
- AD’de dizim bitişinde kutsama yapılmaz. KS’de sunum bitişinde oluşan yeni enerjinin kutsaması ve korunması için katılımcılarla birlikte bir ritüel yapılır.
Görüldüğü gibi AD ile KS’nin bazı enerjilere bakış açıları ve bazı durumları şifalandırma esnasında uyguladığı yöntemler ile çalışma biçimleri oldukça farklıdır.
Umarım bu yazım; “AD” ile “KS” sunumları arasındaki farkı merak edenlere faydalı ve yeterli bir açıklama olmuştur…
Bilinmelidir ki; sağlıklı, mutlu, huzurlu olabilmek için çok çeşitli çalışmalar mevcuttur. Her bir çalışma aslında tabiattaki birbirine benzemeyen rengarenk çiçekler gibidir. Nasıl ki arılar, kaliteli bal yapmak için tabiatta dolaşıp, farklı türden çiçeklere dokunup, onlardan aldıkları polenleri kendi bütünselliğinde özümseyip bal haline getiriyorlarsa, aynı şekilde bizlerin de birbirinden farklı ve çok çeşitli uygulamaları kendi farkındalığımızla özümseyip özgünleştirmemiz gerekmektedir.
Şifalanmak her zaman holistik, yani bütünseldir.