“Ben uzun süre Vildan Çolak’ın oluşturduğu “Kökcanlandırmak” sunumlarını yakından takip ettim. Bu çalışmalara katılarak; enerji alanlarını, bu alanlardaki düzenleri, insanlara ve Dünyaya negatif ya da pozitif etki eden yapıları, sistemleri algılama, deneyimleme ve yer yer şifaya katkı sunma şansım oldu. “Şansım” diyorum çünkü burası bir insanın kendini, yaşamı anlamada, değiştirmede, öğrenmede ve bir çok soruya cevap bulmada önemli bir adres…
Artık aynı şehirde olmadığımdan ve bebeğimden ötürü eskisi gibi çalışmalara katılamıyorum ne yazık ki!
18 aylık bir bebeğim var. Hamile kaldığımda bebeğin bedeni oluşurken aynı zamanda enerji alanı da oluşuyordu doğal olarak. Şunu artık biliyordum ki; benim alanım bebeğe, bebeğinki de bana etki edecekti. Tuhaf kabuslar, soydaki dedeler ve ölülerle ilgili garip rüyalar, eski meseleler vs. rüyalarıma giriyordu. Bende daha önce hissetmediğim kaygılar oluşmaya başlamıştı. “Ya kocama bir şey olursa”diye başlayıp, “bebeğime bir şey olursa” ve artık son dönemlerde de ve özellikle doğumdan sonra da “ya bana bir şey olursa, bebeğim ne olacak, sanırım ben artık ölüm yolundayım ve bir süre sonra öleceğim” gibi kuşku götürmez inançlar oluşmuştu.
Aylarca bu şekilde yaşadım ve öleceğim günü bekledim. Yakın akrabalarımdan kaybettiğim kuzenlerim de olunca bu dönemde, sıramı bekliyordum artık.
Bir süre sonra yılların annesi arkadaşlarımla bu konuları konuştuğumda onlarda da aynı kaygı duygularının olduğunu, kimisinin doğumdan 15-20 yıl geçmesine rağmen hala bu düşüncelerle yaşamaya devam ettiğini öğrendim. İnternette de bununla ilgili çok benzer durumları forumlarda okudum. Ama kimisinde ise hiç bu kaygılar yoktu. “Neyse bunların olması normal, genel bir durum” demek de yeterince işe yaramadı. Bu duyguların, inançların enerji alanlarıyla ilgili olduğu benim için kuşku götürmezdi.
Bebeğimin, birçok bebekte de olduğunu duyduğum bir huyu vardı. Sürekli kucak ve güven istiyordu. Ben özel ihtiyaçlarımı neredeyse gün içinde karşılayamıyordum. Zamansal olarak kilitlenmiş ve bebeğin güvenlik duygusunu ne yapsam doyuramıyordum. Kimsenin kucağına gitmezdi; babasını bile iterdi. Biraz uzaklaştığımda çığlıklar içinde ağlardı. Geceleri ani bağırmaları da olmaya da başlamıştı. Aylar geçtikçe “bu durum düzelir” dediler ama artarak devam etti. Sonra bu durumun 2 yaş ve üstlerinde de hala devam edebildiğini öğrendim. Yani “ayrılık sendromu” denilen bu sıkıntılı sendrom bizde çok ağır yaşanıyordu ve geçmesi şansa kalmıştı. Bir profesyonel müdahale gerekiyordu. Çünkü bebeğin algısını, öğrenme yetisini etkiliyordu. Bunun karakterine işlemesi, ileride kalıcı kaygı bozukluğu noktalarına gelmesi beni korkutuyordu.
Bebeğim 11 aylıkken sunumları açılmaya başlandı, alanı çok fazla ağırdı ve ölümcül bir sürü unsurlar, yapılar vardı. Sanıyorum 100 ü geçmiştir bu herbiri ağır büyüler ve varlıkların sayısı… Özellikle beyninin enerjisini ele geçirmiş soydan gelen güçlü büyücüler bebeğin alanını sarmışlardı.
Vildan’ın anlattığına göre bu şekilde beyni karartılmış ve sonrasında engelli olarak hayatına devam eden bir çocuk vakasının sunumları da aynı dönem açılıyormuş.. Bizim öncesinde müdahaleye uğrama şansımız bu sunumların açılması ile oldu.
Bir önemli bilgiyi de paylaşmak isterim ki; doğumum sezaryen şeklinde gerçekleşti. Herşey yolundaydı. Fakat bir gün sonra bebekte ve bende enfeksiyon belirdi. Hastaneden kapmıştık. Onca hastane arayışımızdan sonra bula bula enfeksiyon kapacağımız bir yere gitmiş olmamızın da bir manası var olsa gerek .Enerji alanlarının seçimlerimizi nasıl etkilediğini çok defa çalışmalarda ve hayatımda deneyimledim. Bir haftalık küvez sürecinden sonra Vildan’ın da o süreçteki desteğiyle hastalığı atlatmıştık. Doğumun ilk aylarında içimde bir düşünce de zihnime etki ediyordu güçlü şekilde ve bebeğime zarar verme hisleri geliyordu. Telkinlerle bilincime sahip çıkmaya çalışarak bunu bastırabildim ama bu geçici bir sansürdü. Sonrasında zaten altında yatan sebepler alanımda görüldü ve şifalandırıldı.
Sunumlardan sonra bebeğimin kaygılarından ötürü tam olarak açık edemediği ancak kısa sürelerde gösterebildiği birçok güzel huyları ve anlama, öğrenme algısı hemencecik uzun sürelere yayılarak kendini gösterdi:)) Çevresinde beni aramadan başkalarıyla ve hatta yabancılarla geçirdiği zamanlar olmaya başladı. Odada yalnız başına zaman geçiriyor o günlerden beridir. Bir süredir işlerime gidebiliyorum bile ki bu imkansız bir hayaldi. Benim de aynı dönemde alanımda çalışmalar devam etti. Alanım hafiflediğinde kaygılarım gitmişti.
Bütün şifa sistemine binlerce kere şükrediyor, Vildan Çolak’a bu tehlikeli alanlara sabırla, cesaretle atıldığı, şifalandırdığı için teşekkür ve minnetlerimi sunuyorum!
Rumuz:Gül M.
Ben de bu paylaşımı gönülden yaptığın için teşekkür ederim… Şifan daim kalsın… Sevgiler