Geçen gün, bir mağazada alışveriş yaparken 9-10 yaşlarında, dudaklarına çırtlak pembe bir ruj sürmüş küçük bir kız ile annesinin konuşmalarına sahit oldum. Şok Şok Şok…
Konuşmaların dışında, küçük yaşta kimyasal bir sürü içeriğe sahip ruj, oje gibi şeyleri çocukların sürmelerini de uygun bulmuyorum…
Anne telefonda konuşuyordu, meğerse teyze sürpriz yapıp evlerine gelmiş. İşlerini erken bitirip dönmeleri gerekiyordu. Anne kızına bu haberi verdiğinde kız, “ben o kadını sevmiyorum ( kadın dediği teyzesi!, Anne de bu ifadeye ağzını açıp hiçbir şey demiyor!). Neden geliyor” diyerek açtı ağzını, yumdu gözünü ve anneyi sorgulamaya, yargılamaya başladı. Hızını alamadı ve annenin bir başka arkadaşına geçip onun da işe yaramaz bir kadın olduğundan başlayarak hoş olmayan kelimeleri sıraladı.
9-10 yaşına kadar yaşamı ve insanları yargılayabilecek dolulukta hayat deneyimi mi geçirdi ki, kendisinde yargılama/eleştirme hakkı buluyor!.. Ayrıca burada “saygı” nereye fırlatılıp atıldı!
Annenin tepkisi ise sessizliğiyle onaylamak oldu. Ben yanlarından bu sırada ayrıldım…
Gerçekten kızını onaylamış olmalı ki, sonra kasada karşılaştığımızda ise konuşma daha da ilginç/tuhaf bir duruma gelmişti.
Bu sefer anne kızına “teyzeni ara sen ve ona bankada işimizin uzadığını, sıra beklediğimizi söyle ( hâlbuki alışverişteler)” dedi. Kız, hevesle “tamam, hemen arayıp söyleyeyim” dediğinde ise anne ” bir daha tekrar et ne diyeceğini. Şaşırma sakın” dedi. Kız hevesle tekrar etti ve aramaya yöneldiğinde anne onu durdurdu: “olmaz, arkadaki müzik sesi duyulabilir, şimdi arayamayız” diye uyarınca, kız dışarı çıkıp aramayı teklif etti…
Çocuklar zaten birbirlerinden, izledikleri dizilerden yalan söylemeyi öğreniyorlar. Ne kadar da “benim çocuğum bana katiyen yalan söylemez; ben her şeyi ona serbest bıraktım; yalan söylemesi için bir neden yok” gibi bir bakış açısıyla anne-babalar kendilerini kandırsalar da, “her çocuk, küçük-büyük yalan söyler”…
Çocuklar yalan söylediğinde anne-babalarda bu durum travma oluşturmaz, ancak “sorun” oluşturur…Ama, bir anne-babanın çocuğuna yalan söylemesi, çocuğunu kandırması çocuğa sorun oluşturmayı bırakın, çok ciddi travma yaratabilir ve eğer çözümlenmezse yaşamının sonuna kadar bu travmayla çarpık ilişkiler geliştirebilir…Hele hele anne-babadan “başkalarına yalan söylemesi için eğitim alıyorsa” bir çocuk, onun psikolojisinin ne noktalara gidebileceğini siz düşünün!…
Nasıl oluyor da bir anne, yalan söylemeyi öğrettiği kızının yarın bir gün kendisine “vicdanı rahat bir şekilde” yalan söyleyebileceğini düşünemiyor!
Bir anne-baba, çocuğunun öncelikle anne-babasıdır; arkadaşı değildir!…
Ahlaksal değerler olmadan yetiştirilen bu çocuklar yarın bir gün öğretmen, bankacı, doktor gibi mesleklerle karşımıza çıkacaklar…
Hep belirtme ihtiyacı duyuyorum; bizler birbirimizin dinsel inancını, kıyafetini, rengini eleştirmemiz yerine “ahlaksal değerlerini” eleştirmeliyiz…Ortak ahlaksal değerler içerisinde yaşamalıyız…
Acelem vardı ve de aklım başka bir noktada olduğundan ağzımı açıp anneye bir iki şey söyleyemedim. İçim bu konuda huzursuz… Bu nedenle burada yazıyorum… Umarım, bu anne yazdıklarımı okur ve anlar…
Hepimizin çocuklarımızı ahlaksal değerlerle yetiştirmemiz dileğimle…
Sevgiler:)
Vildan Çolak
Kökcanlandırmak Atölyesi