Gelişimin, büyümenin, doğal basamakları ve aşamaları vardır. Eğer bu aşamalar hakkıyla yaşanmazsa -yani bu aşamalarda alınması gerekenler alınmazsa, doyuma ulaşılmazsa- ileriki basamaklara geçişte çok ciddi sorunlar yaşanır.
İnsanın gelişim aşamaları doğum ile başlayan bebeklik, çocukluk, ergenlik, olgunluk, yaşlılıkla devam eden bir süreçtir. Ölüm ile bu süreç nihayete erer.
Ülkelerin, ilişkilerin, kurumların, şirketlerin, eğitimin, öğretilerin de bir doğum, gelişim ve nihayet aşamaları vardır. Matematik öğretmeni kimliğimle diyebilirim ki; ilköğretim matematiğine ait sorunları olduğu için yeteri derecede matematiğe ilgi göstermeyen ve anlamaya çaba göstermeyen bir öğrenci, lise döneminde bir şekilde aklı başına gelse ve matematiği anlamak istese dahi bunu becermesi için ciddi bir efor sarf etmesi gerekir. Çünkü öğrenimin başlangıç ve gelişim aşamalarında kendisine ileriki zaman sürecinde gerekecek, lazım olacak bilgilerin büyük bir kısmını atlamış ve eksik bilgilerle ilerlemiştir.
Ergenliğini yaşamadan çocukluğundan olgunluğuna geçmek durumunda kalan bir kişi, ergenliğinde kazanması gereken “sınırları zorlama” becerisini geliştiremez. Bu sebepten kişi; “başkaları tarafından verilen alanlar, sınırlar” içinde kalmış, “mücadele etme yeteneğini” geliştiremediği için sıkışmış ve eksik bir birey olmuştur.
Eğer gelişimin, büyümenin aşamaları hakkıyla yaşanmazsa eksik olan parçanın tamamlanması için sistem bizi kendimizi tamamlamamız için zorlar. Kendimizi ileriki aşamalarda sanırken birden bire geriye düşer ve ne olduğumuzu anlamadan aştığımızı sandığımız konularda kendimizi geçmişte tamamlanması gereken şeylerle uğraşırken, boğuşurken buluveririz. Hem bulunduğumuz basamağın zorlukları hem de eksik geçtiğimiz, atladığımız basamakları tamamlamak için fazladan uğraşırız. Bu da bizi yorar. Çünkü sistem, noksan olan hiçbir şeyden hoşlanmaz…
Gelişim, büyüme bu nedenle zaman ister. Basamakların hakkıyla yaşanması için şu anda içinde bulunduğumuz zamanın da uygun davranış ve eylemlerle geçirilmesi, gerekenin alınması, sindirilmesi gelecek basamağa güçlü ve hazır bir şekilde geçebilmemiz için gereklidir.
En tehlikeli olan eğilim ise; çıkılan basamaktan geri düşmemek için her türlü hazırlığın yapılması ve içinde bulunulan basamağa farkında olmadan sıkı sıkı tutunulmasıdır.
Basamağa sıkı sıkı tutunduğumuzda uzun bir dönem geriye düşürmeyebiliriz, ama bu durum bizi yukarıya da, ileriye de götürmez. Bu nedenle zaman kaybetmemize neden olur. Hâlbuki “suni ve şişirilmiş gelişmeyi” hesaba katmadan, geriye dönüp ihtiyaç duyulan şeyler yaşanılmalı ve onarılmalı, gelişimin eksik değerleri kazanılarak yola tekrar çıkılmalıdır. Eksikler tamamlanmadan hayat yolunda yürümek, gereksiz ve ileride daha büyük zorluklara neden olacak seçimler yapmamıza neden olur. Ergenliği yaşamadan olgunluğa geçen, yaşlılığa geçmeden ergenliğin davranışlarına geri döner. Ve kişi hep bu sürüncemede kalır durur.
Hepimizin geri dönmekten çekinmeden, suni gelişim maskeleri takmadan, eksiklerimizi tamamlamak için gerekenleri yapmamız ve yolumuza daha da güçlenerek devam etmemiz, büyümemiz dileğiyle…
Kökcanlandırmak Atölyesi
Vildan Çolak