Her şey ikilidir; dualistiktir, çift kutupludur. “Her şey zıddı ile bilinir” derler. Benzeyen ve benzemeyen aynı vasıflara sahiptir. Zıtların doğası bir, dereceleri ise farklıdır. Uçlar buluşurlar. Bütün hakikatler yarım hakikattir, bütün paradokslar uzlaştırılabilir. Kybalion;
“Her şey aynı anda hem vardır,hem yoktur.
Her hakikat yarı hakikattir.
Her şeyin iki yönü vardır.
Her madalyonun bir arka yüzü vardır.
Uçlar ve zıtlar uzlaştırılabilir.
Tükürdüğünü yalamadan canın çıkmaz.” der.
Madde ve ruh aynı enerjinin farklı titreşimidir. Fotonların, ışık ve maddenin aynı olması gibi…
Sıcak ve soğuk aynı şey ama derece olarak farklıdır. Her şey bir derece meselesidir. Termometre üzerinde sıcağın başladığı, soğuğun bittiği bir nokta bulamayız. Aynı şey doğu ve batı için de geçerlidir. Bize göre doğu Japonya, batı ise Amerika; Japonlara göre ise doğu Amerika, batı ise biziz… Doğuya gittikçe batı diye tanımladığımız şeyler, doğulaşır… Kuzeye gidince yola çıktığımız yer güneyleşir. Işık ve karanlık, aynı şeyin kutuplarıdır.
Benzer bir etkileşim müzik için de geçerli. Do ile başlanır ve yukarıya çıkıldıkça başka bir do ile karşılaşılır. Başa dönülür. Aşk ve nefrette de aynı… Aşktan nefrete geçiş yapılabiliniyor… Yavaş yavaş veya hızlı bir şekilde düşülerek… Aynı, sıcaktan soğuğa geçmek gibi. Nefret de sevgiye götürebiliyor… Önemli olan bir insana karşı duyulan duygudur. Bu duygu bir termometre gibi bir çizgi doğrultusunda değişebilir.
Kutuplar her yerde mevcuttur… Birini buluyorsak, diğeri de ordadır…
Sorunun olduğu yerde aslında çözümün de olması gibi…
Bulunduğumuz yerde durmadığımız, yolcu olduğumuz sürece her şey değişir, en kötü günlerimiz bile aydınlanır.
Korkudan oturup ağlamak, kendimize acımak yerine ayağa kalkıp yürüyelim… Her şey değişir o zaman…
Kökcanlandırmak Atölyesi
Vildan Çolak