VİLDAN HANIM: Arzu hanım ilk önce böyle bir röportaja açık olduğunuz için size teşekkür ederek başlamak istiyorum.
ARZU HANIM : Ben teşekkür ederim. Obseli olmanın ne kadar sıkıntı verdiğini ve insanı nasıl zayıflattığını artık çok iyi bildiğim için insanları bilgilendirmek istiyorum. Bunu ben yaşadım, yaşarken pek farkında değildim. Aslında bir tarafım farkındaydı ama kendime itiraf edemiyordum. Benim gibi yaşayanlara anlatacaklarım fayda olur umarım. Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
VİLDAN HANIM: Arzu hanım kaç yaşındasınız?
ARZU HANIM: 45 yaşındayım.
VİLDAN HANIM: Obseli olduğunuzu ilk ne zaman farkettiniz?
ARZU HANIM: Aslında ben farketmedim. Kendimde tuhaf birşeyler olduğunu düşünüyordum. Erkekleri çok iyi anlıyordum. Bazı zamanlarda kendimi erkek gibi hissediyordum. Özellikle çok öfkelendiğim zamanlarda daha fazla erkek gibi oluyordum. Öfke duygun çok yoğundu. Aynı bir erkek gibi karşımdaki insanı dövmek istiyordum. Bunun ben olduğumu sanıyordum. Hormonlarımın bozuk olduğundan böyle davrandığımı düşünüyordum. Zaten obsenin ne olduğunu bilmiyordum. Hiç ölmüş insanların arada kalabileceğini ve bizim alanımıza girebileceklerini, böyle birşeyin olabileceğinden haberim yoktu. Ama bu bilgiyi öğrendikten sonra yaşadığım birçok şeyi, özellikle bazı rüyalarımı anladım.
VİLDAN HANIM: Öfke duygusunun size ait olmadığını nasıl anladınız?
ARZU HANIM: Dediğim gibi önceleri ben sanıyordum. Ama aslında bir tarafımın ben olmadığını bildiğini şimdi kendime itiraf ediyorum. Ben baskı altında büyümüş biriyim. Baş kaldıramıyordum. Ortaokul dönemlerimde sağ-sol olaylarının yoğundu. Çok korkuyordum. Ta ki bir gün çok kızdım ve kızmama ben de şaşırdım. Bağırdım çağırdım ve karşımdaki insan geri adım attı. Bu benim çok hoşuma gitti. O zamandan beri bu gücü içimde hissediyorum. Ama sanıyordum ki bu benim isyanım ve güç benim gücüm.
VİLDAN HANIM: Ne zaman bu duygunun bir başkasını ait olduğunu anladınız?
ARZU HANIM: Bunun cevabını vermek inanın çok zor. Çünkü bir tarafım bende bir şeylerin yanlış olduğunu ve bana ait olmayan şeyler olduğunu daima biliyordu. Fakat bunun üzerinde fazla durmuyor ve de düşünmüyordum. Mesela normalde çocukları çok severim ve çocuklarla da çok iyi anlaşırım. Çocuğumun olmasını istiyordum. Ama bir diğer tarafım ise bebek düşüncesine tepki veriyordu. Ne zaman hamile kalsam, sanki bedenimde olmaması gereken korkunç bir şey var gibi hislere kapılıyor ve onu bedenimde istemiyordum. Ama birbaşka tarafımda istiyordu. Bu iki farklı duygu beni çok fazla yordu. Tabi ki hamileliğimde en fazla 2 ay içinde düşükle son buluyordu. Ben kendime anlam veremiyordum. Kafam çok karışıyordu.
VİLDAN HANIM : Başka bir sıkıntınız var mıydı?
ARZU HANIM: Evet, olmaz mı! Yüksek tansiyon hastası oldum. Bir gece rüyamda tanisyonumu ölçtürüyordum. Sağ kolumu uzattığımda sağ kolumun iki tane olduğunu gördüm. Çok şaşırdım. Ama yorum getiremedim. Hatta rüyamı size anlattığımda bu kısmı anlatmadım, hatırlarsanız.
VİLDAN HANIM:Eşinize karşı nasılsınız? Genelde obseler evlenmenizi de istemez. Siz de bir sorun olmamış.
ARZU HANIM: Bir itirafta bulunayım. Olayları bilinçli değerlendirdikten sonra anladım bunu. Eşim obseme benziyordu. Ama bazı geceler eşimin yanında yatmak dahi istemediğim oldu. Bana sıkıntı geliyor, çok sıcak geliyor bahanesiyle başka odada yattığım çok olmuştur. Ayrıca “eşim beni yeterince sevmiyor” diye düşündüğümde çok olmuştur. Bir de bir gün eşim bana “bu evde erkek sen misin, yoksa ben miyim!” dediğini biliyorum. Bu benim dikkatimi çok çekmişti. Neden böyle dediğini anlayamıyordum.
VİLDAN HANIM: Dikkatinizi çeken, sizi düşündürten başka olaylar oldu mu?
ARZU HANIM; Olmaz mı! Hayatım da ilk kez elime silahı aldığımda, sanki kaybettiğim birşeye kavuşmuş duygusu yaşadım. Silahı kırk yıldır tanıdığım hissi uyandı. Bedenim bilmeden pozisyonunu aldı ve ben atış yaptım. Hedefi de vurdum. Arkadaşlar çok şaşırdılar. Ben daha fazla şaşırdım. Ayrıca ilk ata bindiğimde yaşadığım deneyimde buna benzerdi. At şaha kalktı. Normalde korkan bir yapım var. Ben o sırada çok sakin davrandım ve atı sakinleştirdim. Korkmadan ata bindim. Orada da sanki kırk yıldır biniyormuşum gibi hissettim.
VİLDAN HANIM:Bunların size ait olmadığını anladığınız anda opseyi kabul etmeniz kolay oldu mu?
ARZU HANIM: Olmadı. Hem de hiç olmadı. Gördüğüm rüya ve sizin obseyi farketmeniz ve benim onu yollamamak için gösterdiğim direnç, içimin onu gördüğünüz için size kızması, bir taraftan da böyle koruyucu, sahip çıkıcı duygular hissetmem beni çok şaşırttı. Zaten rüyamın bir kısmını size anlatmamam, birşeyi koruduğumun bir bakıma göstergesiydi. Aslında bunu , yani koruduğumu içim çok iyi biliyordu. Kendime itiraz edemeyecek kadar iyi biliyordum.
VİLDAN HANIM: Rüyanı anlatabilir misin?
ARZU HANIM:Rüyamda rahatsızlanmışım. Bir yatakta yatıyorum. Kendimi öfkeli hissediyorum. Tansiyonumu ölçüyorlar ama ölçülen kol benim kolum değildi. Benim kolumdan bir başka kol çıkmıştı. Bunu size anlattığımda rüyamın o kısmını es geçtim ve diğer bölümlerini anlattım çünkü bir tarafım anlaşılmasını istemedi. Aslında sizin işi çözeceğini hisssettim ve bişi beni susturdu. Size ilk yakalandığımda ve obse olduğunu söylediğinizde çok kızdım; “O bende kalacak” dedim. Bir yanım “dokunmayın ona” derken diğer bir yandan aklımla bakınca “ne diyorum ben” diye şaşkınlık içindeydim. Bir tarafım onu yollamam gerektiğini kabul etti ama sonra “hayır onu seviyorum ve asla gitmesini istemiyorum” dedim. Onun beni yönettiğini kabul etmedim. Bana yardım ettiğini ve bana güç verdiğini hissediyordum. Hastalıklarımın, özellikle tıbbi olarak nedeni bulunamayan sekiz düşüğümün nedeninin obseden kaynaklandığını anladım. Tıpta nedeni bulunamayan kronikleşmeye yüz tutan bazı hastalıkların tıbben yapılan bütün tetkiklerine rağmen nedini bulunamamışsa nedenlerinden birinin obseden kaynaklandığı, obse olabileceğini artık düşünüyorum. çünkü nedensiz düşüklerimin hiçbir tıbbi açıklaması yoktu ve onun arkasından gelen ani tansiyon fırlamaları, ani mide krampları, trioit bozuklukları, hiper ve hipo trioit, hormon dengesizliklerim, tüm bunlar obse benden gittikten sonra yavaş yavaş düzelmeye başladı. Yaklaşık altı ay sonra testesron seviyesi normale indi. Ostrojen seviyesi normale çıktı. Çıkan tansiyonum şimdi düşmeye başladı. Yüksek tansiyon rahatsızlığım varken, şimdi düşük tansiyon sıkıntısı yaşıyorum.
VİLDAN HANIM: Bunların düzelmesine herhangi bir ilaç neden oldu mu?
ARZU HANIM : Hayır. Bitkisel çay dahi almadım. Obse gittikten sonra hepsi normale döndü. Çünkü obsem erkekti .Beni erkekleştirmişti.
VİLDAN HANIM: Deneyimleyen biri olarak; size göre obse nedir?
ARZU HANIM: Kendi bedeninde ruhsal ve fiziksel olarak duygularına zihnine etki eden, barınmaya çalışan, kendini orda var eden ölmüş birinin ruhudur.
VİLDAN HANIM: Sizdeki obsenin kimliğini söyleyebilir misiniz?
ARZU HANIM:Zayıf uzun boylu esmer tenli, çevik, zeki, dikkatli, tetikte olan, öfkeli, iyi silah kullanan, ata binen, doğal yaşamı seven, fedakar olan, sağlıklı, iyi beslenemediği için mide sıkıntısı çeken, yanlızlığı seven, gözü kara-yalnız gözü karalığı insan öldükmekte- idealist bir insandı. Eğitim almış biriydi.
VİLDAN HANIM: Peki nasıl öldü biliyor musunuz ya da bir tahmininiz var mı?
ARZU HANIM: Bir çatışma esnasında karnından vurularak öldüğünü düşünüyorum. Yapmak istediği işi yarım bırakarak öldürüldü. Aklı burada kaldı. Yaşının 35 -38 arası olduğunu düşünüyorum.
VİLDAN HANIM: Reankarnasyonu biliyorsunuz. Bu kişi sizin enkarneniz olabilir mi?
ARZU HANIM: Hayır
VİLDAN HANIM: Nerden anladınız?
ARZU HANIM: Yakın bir zamanda öldüğünü düşünüyorum. O öldüğünde ben hayattaydım.
VİLDAN HANIM: Onu nasıl bıraktınız veya ondan nasıl kurtuldunuz?
ARZU HANIM: Önce bırakmak istemedim. Ben onu seviyordum gerçekten. Onunla yaşamaya alışmıştım. Bana güç veriyordu çünkü ailede güçsüz yetiştirildim. Baskı altındaydım. Onun güçlü olması ve öfkesi beni tamamlıyordu. İşime yaradı. Benim yapamadığımı o yaptı. Öfkelendiğim zaman, evi kasıp kavuruyordum. Eşyaları savuruyordum ve öfkelendiğim zamanlarda bahçeye çıkıp elime geçirdiğim herhangi bir şeyi hedef bularak atıyordum. Bu şekilde rahatlıyordum. Öfkemi ve şiddetimi hedef olarak atıyordum. Bundan dolayı onu bırakmam çok zor oldu. Rahatsızlıklarımın nedenini bir türlü bulamıyordum. Bedenimin yok olma noktasına geldiği anda ve bunun da kaynağının o olduğunu idrak ettiğimde gitmesi gerektiğini anladım. Sizi de eskiden beri tanıdığım için size güvendim. Sizin yaptığınız çalışma sonucunda onunla vedalaştım. Onu ışığa yolladım.
VİLDAN HANIM: Onun gittiğini nasıl anladınız?
ARZU HANIM: Herkes hayatında en az bir kere aşık olmuş ve sevmiştir. Sevgiliden ayrıldığı zaman insan ne hissederse, benim hissettiklerim de aynen öyleydi. İçim acıyordu. Sevgilimden ayrılmış gibi, içimden bir parça kopmuş gibi ağlamak geliyordu. Yanlızlık duygusu ve boşluk… Kendimi çıplak gibi hissettim. Boşluğu sonrasında, nasıl doldurmam gerektiğini bana seanslarda öğrettiniz. Çocuklara karşı hissim farklılaştı. Kadınları daha iyi anlamaya başladım. Anneleri daha iyi anladım. Öfke patlamalarım bitti. En önemlisi üretken yönüm arttı. Yapıcı olmaya başladım.Y ıkıcı tarafım gitti.
VİLDAN HANIM: Geçmiş olsun size. Artık biliyorsunuz ki, bu bedeninizin, algılarınızın efendisi sizsiniz ve de siz olmalısınız. Verdiğiniz samimi bilgiler için teşekkürler.
ARZU HANIM: Yaşamıma sahip çıkmayı çok iyi öğrendim. Size de teşekkür ederim. Herkese şifa olsun. Umarım bu anlattıklarım farkındalık yaratır insanlarda.
Rumuz: Bulut