Yazımın devamı😊
Not: Korkanlar okumasın lütfen😘
Dokunmatik yani öylesine yaşanan cinsel alış verişin “erkekten aldığı enerjiyi işleyemediğinden ve fazlasını erkeğe geri veremediğinden” dolayı kadının dişilliğinde ağırlık, “kadına verdiği enerjiyi geri alamadığından” dolayı da erkeğin eril enerjisinde eksilme yarattığını diğer yazımda değinmiştim. Eksilme ve ağırlık, her iki tarafın yaşamla baş edebilmesinde sorunlar yaratmaktadır.
Erkeklerin “ben kadını ağırlaştırmam, enerjimle hafifletir, tavana kadar uçururum” dediğini duyar gibiyim😊 Amaaa biliyoruz ki bu sadece kişinin egosunun uçuşu olabilir.
Bu noktada “acep alış verişte kullanılan bu enerji ne cins yani ne ayak?” diye sorulabilir.
Kişilere sunum açtığımda ya kişinin kendisinde ya da aileden birilerinde iki gün içersinde mide bulantısı, baş ağrısı gibi fiziksel etkiler olabilmektedir. Bu durum fiziksel etkileri yaşayan kişinin, sunumda çözdüğüm negatif enerjilerden daha fazla etkilendiğini gösterir. Mesela kızına açtığım sunum sonrasında babasının midesi bulanmışsa, sunumda çıkan negatif etkilerden babanın çok daha fazla etkilendiğini, sunumda çözümlendiğinden dolayı da babanın şifa bulduğunu söyleyebiliriz.
Aynı kandan oldukları için “ortak negatif etkilerin” olması normaldır ama eşlerden birine açtığım sunumda aynı kandan olmadığı halde diğer eşin de etkilendiğini birçok defa gözlemledim. Bu noktada eşlerin enerjilerinin birbirine fazla kaynaştığını düşünmekteyim. Zaten enerji alanları fazla kaynaşan eşlerin zamanla birbirlerine benzedikleri de gözlenmektedir.
Bu kaynaşmanın cinsel ilişkinin aktifliğiyle alakası vardır. Sadece yakınlıkla alakası olsaydı kankaların enerjileri de birbirine karışırdı ve kankasına sunum açtığım kişilerde de iyileşmeler gözlemlemiş olurduk ama henüz böyle bir gözlemim yoktur.
Cinsel ilişki sırasında erkeğin kadına verdiği enerjinin içersinde sadece duygusal sıkıntıları, karışıklıkları bulunmamaktadır. Enerji alanında var olan büyü, büyücü, ah-beddua, lanet, varlık gibi negatif etkileri de kadına aktarır.
Neden bu negatif etkiler kadına geçer?!
Hatırlarsanız dişilliğin sistemi temizleme, iyileştirme, sağlıklı kılma fonksiyonu olduğunu belirtmiştik. Ayrıca bir kadının beraber olduğu erkeği de sevmesi gerektiğinin üzerinde durmuştuk. Bir kadın ancak yüreğindeki sevgiyle dişilliğinin temizleyici, iyileştirici yönünü kullanabilir, erkeğin enerjisini işleyebilir çünkü sevgi, Yaradanın bize verdiği en yüce duygudur; güçtür, yüksek titreşimdir.
Fakat bu sevgi, kadının “ne yakışıklı, boylu-poslu, kariyerli, paralı adam” demesiyle kalpte oluşan beğeni değil, akıl mantığın dışında ilahi bir düzenin kadının kalbini hizmete soktuğu bir sevgi olmalıdır. Ancak o sevgi, kadının aracılığıyla yaşama akar ve erkeği sağlıklı kılıp güçlendirir.
Günümüzde bu kadınsal şifanın bozulması için de çok fazla yanlış inançlar ortalıkta dolaşmaktadır.
Cinsel enerji sırasında erkekten kadına büyüler, büyücüler, varlıklar gibi negatif etkilerin geçtiği üzerinde dururken, bunu bilinçli, belirli çıkarlar doğrultusunda yapan erkeklerle de karşılaştığımı paylaşmak isterim.
Yıllar önce bir kıza sunum açmıştım. Sunumda kızın babası tarafından bir varlığa satıldığı ortaya çıktı. Bunu aklım önce anlayamadı. Babadan boşanmış olan anne ile konuştuğumda, “babanın büyüsel çalışmalar yaptığını, hatta kendisi üzerine de çok çalıştığını” öğrendim. Gene aklım almadı ve sunumun yanıldığını düşünerek babayla tanışmak istedim. O dönemler, sunumun doğruluğunu kendime ıspat ettiğim dönemlerdi. Babayla tanıştım ve açık-net bir şekilde ona sunumda çıkanı söyledim. Bana verdiği cevap “yapmışımdır. O dönemlerde çok fazla büyüsel denemeler yapıyorduk” oldu. Bu arada bu adam çok iyi eğitimli, eli yüzü düzgün ve belirli bir seviyenin üzerinde olan bir ailenin oğluydu. Sohbetin bir yerinde de, o dönemler yaptıklarını anlatırken, ilginç bir çalışmadan bahsetti. Beraber majikal çalıştığı arkadaşıyla yabancı kaynaklardan buldukları ritüellerle varlıklarla iletişime geçtiklerini, anlaşma yaptıklarını söyledi. Hatta bazen varlıklar kadınları kurban olarak isterlermiş. Bu da beraber çalıştığı arkadaşıyla bir bara gider, gözlerine kestirdikleri kadınlarla o akşam birlikte olurlarmış ama kadınlara durumu söylerlermiş. Çok dürüstçe!.. Kafaları iyi olan kadınlar da bunların konuşmalarına aldırmayıp onlarla birlikte olurlarmış ama adamlar o sırada ritüellerini yapıp bedenlerine varlıkları alırlarmış yani kadınlar adamlarla değil aslında varlıklarla cinsel ilişkiye girerlermiş. Varlıklar da cinsel ilişki sırasında kadının enerjisine sahip olurmuş. Sonra gülerek bana kadınların onları arayıp “ ne oldu bana anlayamadım, o geceden sonra çok kötüyüm” derlermiş.
“Adam bu olayı kafasından uydurdu” diyelim ama buna benzer olaylarla daha sonra da karşılaştım. Varlıkların dışında işbirliği yaptığı büyücüleriyle kadını ele geçiren ve istediğini yaptıranları da biliyorum. Bu işi yıllardan beri yapınca bol bol tuhaf yaşam deneyimlerini öğreniyorsunuz…
Erkekler diyebilir ki, “ ohhhh ne ala, negatif enerjilerimi kadına veriyorum ve onlardan kurtuluyorum. Bari yazıktır tek kadına yüklenmek, binlerce kadın arasında paylaştırayım!”
Yok öyle kolaylık😄
Nasıl ki dolabınızda belirli miktarda kıyafetiniz var ve giyip kirlettiğiniz kıyafetlerinizi yıkayarak dönüşümlü kullanıyorsunuz, aynı şekilde bize verilen belirli miktarda enerjimiz vardır ve bu enerjimizin kirlenen kısımlarını temizleyip tekrar ve tekrar kullanıyoruz. Bir erkek enerjisini dağıtırsa, kirli kıyafetlerini dağıtmak gibi günün birinde enerjisiz kalması kaçınılmazdır. Erkeğin verdiği enerjiyi kadından alabilmesi çookk önemlidir.
Eğer çok kadınla beraber olmak sağlıklı olsaydı, erkeğe enerji verseydi, ata erkil düzen bu doğrultuda olurdu ve evlilik kavramı oluşmazdı. Ayrıca kadından kadına koşan erkekler daha doyumlu ve mutlu olurlardı ama çoklu ilişki yaşayıp mutlu mesut olan erkekler gözlemlemiyorum. Tam tersine gittikçe ilişkilerden, kadınlardan yorulan, sessuzluk sessuzluk diye haykıran bekar erkekler ortalıkta fazlaca var. Enerjileri olmuş olsaydı, çok kadınla eril enerjilerini güçlendirmiş olsalardı yani sisteme uygun davranılmış olsadı, bu erkekler kendilerini bu kadar yorgun hissetmezlerdi.
Hatırlayalım: Sisteme yani evrensel yasalara uygun yaşadığımızda mutlu olabiliyoruz.
Kısaca kadınlar, cinsel ilişki sırasında enerji alanınıza çoookkk fazla şeyler alıyorsunuz. Hele erkeğin genetiğinde büyücüler varsa, durum daha da bir vahimleşiyor.
Bundan dolayı size tavsiyem, az erkek, az sorun… Yüreğinize almadığınız bir erkekle birlikte olmayın… Bir de eril gibi davranıp erkeğin ayağına gitmeyin. Dişi, yerinde duran, içine alandır. Eril olan da hareket eden, değerlendiren ve de seçimini yaptığında kendini teslim edendir. Eğer siz eril gibi hareket ederseniz, erkeği dişilleştirirsiniz ve dişilleşen erkek de mutlu olamayacağı için sizi mutlu edemez… Erilliğinizi iş hayatında kullanabilirsiniz ama onu da özel hayatınızda dişil gibi davranarak dengelemeniz gerekir.
Bu konu burada bitmedi henüz😊
Erkeklerden gelen tehlikeleri anlattım. Sıra kadınların erkeklere yaptıklarında😊 Bu konuyu da en kısa zamanda yazacağım…
Mutlu olmanız dileğimle… Her çabam Dünyamızın cennet gibi olması için… Eğer mutlu olmayı becerebilecek kadar değişmezsek bu dünya bizi üzerinden silkeleyecek… Haklı da!
Sevgiler, Vildan Çolak