Dünyama Şifa Olsun!
Bugün de yoğun ve yorucu sunumların olduğu ağır bir gün oldu. İki defa şamanik transa girdim. Çok tuhaf deneyimler yaşadım ve bulunduğumuz gerçekliğin zerresinin zerresini bilinç seviyeme çıkartabildim.
Yapabildiklerimi deneyimleyerek gördükçe, insanoğlunun kapasitesinin hayal bile edemeyeceğimiz kadar büyük olduğunu daha iyi anlıyorum. Dolayısıyla Dünya üzerine oynanan oyunların da neden oynandığını daha bir idrak ediyorum.
İnsanoğlu olarak gücümüzü Dünyadan alıyoruz çünkü onun birer parçasıyız. Bunun aksi söylenemez çünkü hiçbir zaman parça bütünden daha güçlü olamaz. Bundan dolayı Dünyamızın sağlığı bizim sağlığımızdır.
Bugün de beni duygusallaştıracak bir sunum deneyimi yaşadım.
2011 den beri Dünya sunumlarında bana destek veren arkadaşların bu habere çok sevineceklerini tahmin ediyorum.
Sunumlardan sonra eğer enerjim iyi durumdaysa Dünya için sunum açıyorum ve durumu değerlendirip bildiğim bazı önemli noktalara şifa veriyorum.
İstanbul’da ise 2011 yılından itibaren, çok az hafta atlamışızdır, hemen hemen her hafta, haftanın bir akşamı kimler gelebiliyorsa onlarla toplanıp, en az dört saat Dünya’ya şifa veriyordum.
İlk başlarda Dünyanın enerjisi çok kötü durumdaydı. Aylarca arketipsel varlıklar ve yapılar üzerine çalıştım. Öyle ağır büyüler çözdüm ki, bazılarında enerjimin sıkışıp kalacağından endişe ettim.
Aklımıza ne geliyorsa çalıştık. Hatta ekibimin gençlerinin gaza getirmesiyle ( kim olduğunu iyi biliyor) aklımıza gelip girdiğim bir alandan aldığım yara ile bir ay hasta yattım. Tüm ekibim de o dönem dağıldı. Tabi ki bu da tecrübe oldu. “Gaza gelerek ‘yaşayan şifacı’ değil, ancak ‘ölü bir şifacı’ olursun” dersini çok iyi aldım.
Dünyanın değişimini hep beraber izledik. Çok farklı deneyimler yaşadık. “Acaba hissettiklerimiz doğru mu” diye çok sorguladık. Sibirya’ya düşen göktaşlarını “bir hafta öncesinde” sunumda deneyimlediğimizde, “evet, sanırım doğru hissediyoruz” onaylamasını sevinçle yaptık. Bunun gibi başka onaylamaları da deneyimledik. Bu onaylamalar, diğer gördüğümüz ve üstesinden geldiğimiz durumları da gerçeğe yaklaştırıyordu.
Kısaca Dünyanın şifa bulması için arkadaşlarla birlikte çoookkk uğraştık.
Bu son zamanlarda ise fazla uğraşmıyorum. Şükürler olsun bu günlere geldik.
Bugün sunumlardan sonra Dünya sunumu açtığımda, alan beni binlerce yıl önceye götürdü. O dönemlerde bozulan bir durumun onarılması için beni kullandı.
Çalıştım, çabaladım ve gerekeni yaptım. Sonra bakmam gereken önemli maddelere geçecekken, birden fark ettim ki alan çok hafif ve alana birileri enerji akıtıyor.
Bu beni çok duygulandırdı. Bu, emeklerimizin boşa gitmediği anlamına geliyor. Bu, hep beklediğim gerçek şifacıların/hizmet elemanlarının uyandığı ve hizmete geçtiği anlamına geliyor. Bu, aynı zamanda gelecek umudumuzun büyüdüğü anlamına da geliyor.
Tabi ki de, benim üzerimdeki yükün de hafiflediği anlamına geliyor.
“Her zaman şifacılar vardı” diye itiraz edebilirsiniz.
Şİfacılar veya hizmet boyutunda olanlar yeterli miktarda olsaydı, olanlar iyi çalışıyor yani görevlerini tam yapıyor olsalardı, Dünya bu hasta noktaya gelir miydi?
Öyle bir durumdayız ki, hemen hemen herkes acı çekiyor… Hasta bir bedende beslenemediği için çöken/bozulan organlar gibiyiz.
Dünya, belki binlerce yıldan beri ilk defa aldığı destek ile iyileşmeye doğru gidiyor. Bu nedenle şifacılar ve hizmet erleri yeniden doğuyor.
Bildiğiniz gibi iyileşme aşaması ile sağlıklı olma aşaması arasında önemli mesafe vardır. Henüz Dünya gücünü tam alamadı. Doğal olarak bizler de o noktada değiliz. Bunun için hala mücadeleye devam etmeli, içimizdeki bilgeliğe, hizmet erine yani genetik mirasımıza ulaşmamız için gerekeni yapmalıyız.
Yüreğimizde sevgiyi yeşertirken, bilincimizde ise bilgiyi kuvvetlendirmeliyiz. Bilginin sevgisiz, sevginin de bilgisiz denge bulamayacağını idrak etmeliyiz. Ayrıca sorumluluk alarak bu Dünya için bir şeyler yapmalıyız. Projeler geliştirmeli ve onları hayata geçirmeliyiz.
Yani iyilemenin bir yerinden tutmalı, üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız.
Bu karışıklıkların moralimizi bozmasına da izin vermeyelim ve yolumuza devam edelim.
Dünyamızın cennetimiz olması dileğimle,
Sevgiler,
Vildan Çolak