Dalış için Ayvalık’taydım. Sabah dönüş yoluna trafik nedeniyle erken çıktım. Dönerken yol üstünde bir arkadaşımı kahve içmek için aradım. Beni çok güzel bir yere götürdü.
Tesadüfen(!) onun evli bir çift arkadaşıyla karşılaştık. Konu konuyu açtı ve çiftler arasında ciddi sorunlar olduğu ortaya koyuldu. Kadın olan “rüyasında aralarına yapılmış büyü olduğunu” gördüğünü söyledi.
Normalde bakmam ama içimden gelerek enerji alanlarına baktığımda aralarında “ayrılmaları için yapılmış büyüler” olduğunu gördüm. İçim bana bu büyüleri çözmemi söyledi ve ben de neredeyse iki üç saat adamın enerjisi üzerinden aralarındaki büyüleri çözdüm çünkü çok fazlaydı.
Bu arada adamın enerjisi hafifledikçe ortaya çok ilginç bir enerji çıktı. Adamın çok özel olduğunu fark ettim.
Adamın enerjisindeyken, birden algılarım değişti, çok farklı bir boyutta arketipsel bir varlık gibi yaratım yapıyordum. Sanki yaratımın ilham kaynağındaydım.
Bu deneyimle adamın potansiyelini, beyninin işleyişini deneyimliyordum. Bu ilham alanının benimle hiçbir ilgisi yoktu. Sadece adam sayesinde yaşamın bir yönünü daha öğrendim.
Bazı insanların, ihtiyaç doğrultusunda “evrensel yasalara uygun” yani hem insanın hem de tüm canlıların doğalarına uygun, mutlu, huzurlu olabileceği yaratımlar yapma, alet-edevat tasarlama görevleri varmış.
Bu tasarımın kaynağını deneyimlemek, o kaynağın akışını hissetmek beni çok heyecanlandırdı. Şükürler olsun dedim…
Adam bu kaynağı biliyormuş. Hatta “bu fikirleri nasıl buluyorsun*” diye arkadaşları sorduğunda verdiği cevap “sonsuz bir okyanus var. Oradan alıyorum” oluyormuş. Son zamanlarda ise o okyanustan tam beslenemediği için de sıkıntı yaşıyormuş. Tabi ki beslenememesinde büyülerin etkileri de çok büyüktü.
Bana “borcumuzu nasıl ödeyeceğiz” diye sorduklarında, “sizler bu hizmetimin ödemesini birilerine yaptınız ki, içim bana size hizmet etmemi söyledi” dedim. Hiçbir karşılık beklemedim; beklemiyorum da… Alıp-verme dengesini iyi bildiğim halde…
İkiside yakın zamanda iki olayı söylediler. Farklı zamanlarda yaşlı olan iki kadını arabalarına alıp, gitmeleri gereken yere bırakmışlar ve tanımadıkları bu kadınlardan çok dua almışlar.
Bu hep böyle oluyor. Normalde hakkımı yedirtmem ve yaptığım hizmetin karşılığını alırım ama bazen bir kafede, bazen bir sohbette tanısam da tanımasam da bu şekilde dokunurum. Bazıları dokunuşumu bilir, bazıları bilmez.
Artık çok iyi biliyorum ki, bu dokunuşlar, benim vasıtamla onlara akan şifa, onların yaptıkları iyilikler karşılığında olmaktadır.
Bu dokunuşta hem ben güzel bir deneyim yaşadım hem de onlar…
Bundan sonra adam, insanların ihtiyaçları doğrultusunda yaratım yapmakla, ben de onun bu yaratımına engel olacak büyücü ve büyüleri kovmakla sorumluyuz…
Çok karışık ve zor bir dönemden geçiyoruz; bunu çok iyi deneyimliyorum ama hizmet boyutunda olanların da uyanmaya başladığını biliyorum. Bugün ki deneyimim bu nedenle beni çok mutlu etti.
Çok uzun bir yazı oldu, biliyorum. Son olarak sizlere tekrardan “bol bol iyilikler yapın” ve “kendi içsel potansiyelinizi harekete geçirin” diyorum.
Unutmayın ki, karanlığın en yoğun olduğu dönem aydınlığın yükselmeye başladığı dönemdir. Bizler çoktan karanlığın en yoğun olduğu dönemi geçtik. Karanlıkla aydınlığın eşitleneceği döneme doğru gidiyoruz. Bu dönem de mücadeli olacak, ama çok şeyler atlattık; bunu da atlatacağız… İçimizdeki iyilikleri ortaya çıkartıp iyilik yaparak… Kime iyilik yapacağımızı da bize içimiz söyleyecek…
Bilmelisiniz ki, iyilik yapmak demek, her önüne gelenin kölesi olup kullanılmak demek değildir.
yilik, sevgiyle olur. Sevgi ise yolunda gidebilmek için bilgiye ihtiyaç duyar. Her ikisi bir araya geldiğinde ise sorumluluğu doğurur.
Dünyamızın cennetimiz olması dileğimle,
Sevgiler,
Vildan Çolak